Çagimizin en kritik öncelikleri: Stratejik liderlik, sürdürülebilirlik ve etkin iletisim

https://www.giarosemagazine.com/d/cagimizin-en-kritik-oncelikleri-stratejik-liderlik-surdurulebilirlik-ve-etkin-iletisim
Çağımızın en kritik öncelikleri: Stratejik liderlik, sürdürülebilirlik ve etkin iletişim
Bir yara aldığınızda, daha fazla acı ve zevkin olduğunu varsayarsak, bu deneyimden kaçınma içgüdüsü ortaya çıkar. Ancak tam tersi bir düşünceye sahipsek, bu düşünceyi gerçekleştirmeye yöneliriz. Bu nedenle, içeri girip bu yaraları kabul etmek önemlidir; çünkü yaraları dengelememiz gerekmektedir. Tüm bu yeni yaralar etkisiz hale getirilebilir ve doğru soruları sorduğumuzda, hayatımızı kontrol altında tutmalarına engel olabiliriz.
Her konuda sürdürülebilirliliği konuşuyoruz. Hem enerjide, hem tarımda, hem suda, hem sanayide, hem finansda, hem mimaride, aklınıza gelebilecek her alanda sürdürülebilirlik karşımıza çıkıyor.
Küresel yeni değişim ve dönüşüm dalgaları her defasında gezegenimizi, ülkemizi, iş dünyamızı ve bireysel olarak bizleri ciddi bir biçimde etkileyen kırılmalar yaratıyor. Bugün küresel iklim krizi olarak adlandırılan, artık inkâr edilebilecek noktayı geçmiş ve etkilerini artan biçimde hissettiren büyük bir kırılmanın içindeyiz.
Ekolojik sistemler ve insanlık üzerinde geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açması kaçınılmaz 3 derecelik bir ısınmaya doğru yol alıyoruz süratle. Lakin, karşı karşıya olduğumuz tek risk sadece küresel ısınma ve buna bağlı iklim değişiklikleri değil. Doğal kaynakların hızla azalması, artan su ve gıda riskleri, çevre kirliliği, enerji savaşları, ekosistemlerin ve biyoçeşitliliğin yok olması gibi çok sayıda “dev” sorun, artan insan nüfusu ve jeopolitik gerginlikler gibi faktörler ile birleşince sosyal, ekonomik ve siyasi bunalımlar tırmanıyor, sıklaşıyor. İnsanlar bulundukları coğrafyada daha iyi yaşam umdukları yerlere göçüyorlar. Elbette ki çok önemli ama bana sorarsanız en az onlar kadar önemli olan şey, insanın insan olarak sürdürülebilirliliği konusuna yeterince kafa yorulmaması.
Etkin Mesajlarımızı Nasıl Vermeliyiz?
Demartini ile stratejik iletişimin vazgeçilmez bir parçası olduğunu düşündüğüm ve insanların en çok merak duydukları ama bir türlü aşamadıkları topluluk önünde konuşma üzerine sohbet ettim sizler için. Topluluk önünde konuşma yapmak hemen hemen herkesin korkulu rüyası. En çok başarılı olmak istediğimiz alanlardan birisi. Bu konu sadece topluluk önünde kendini rahat hissetmemekten kaynaklanmıyor. Kendimizi nasıl geliştireceğimiz ve etkili sürdürülebilirlik mesajlarını geçecek bir konuşmacı olabilmek için neler yapabileceğimizi masaya koyduk.
Her şeyden önce, topluluk önünde konuşma konusunda bilmeniz gereken şey misyon sahibi olan kişilerin bir mesajı vardır. Bu mesajlarını topluluk önünde konuşma yoluyla ifade ederek son derece önemli bir görev yerine getirirler. Konuşarak milyonlarca, hatta milyarlarca insana ulaşabilirsiniz.
Konuşma sanatında ustalaşabilirseniz bu size hayatta avantaj sağlayan bir kaldıraç olur. Bu sayede sizi izleyenlere ilham kaynağı olursunuz, zincirleme bir reaksiyon yaratırsınız. Dolayısıyla topluluk önünde konuşma, Dünya’da etki yaratmanın en etkili yoludur. Margaret Mead, “Düşünceli ve kendini adamış küçük bir grubun dünyayı değiştirebileceğinden asla şüphe etmeyin. Aslında, şimdiye kadar başarılı olan tek şey bu.” diyor.
Geçmis Ve Gelecek Ilüzyonundan Kurtulun
Yine bana sorarsanız günümüz dünyasında “liderlik” her alanda sürdürülebilirliliğin en temel gerekliliği. Kim ile konuşursanız konuşun hep güçlü liderler eksikliğinden yakınıyoruz. Kendi fikirlerini, gelecek öngörüsünü ifade ederken hitap ettiğimiz kitlenin duygu ve düşüncelerini de dikkate almazsak liderlikten söz edilemez. Liderlerin başarıya ulaşabilmeleri için lider iletişimini merkeze almaları önemli.
Bu konuya yıllarını vermiş ünlülerin yaşam koçu olarak bilinen davranış bilimcisi, benim de yıllardır “hocam” olarak gördüğüm, beraber çalıştığım Dr. John Demartini, insanın kendi bilinci üzerine çalışarak sürdürülebilir liderliği ve insanlığı başarabileceğimize inanıyor.
İnsanın geçmişte yaşadıkları ve gelecek kaygısı üzere yarattığı ilüzyondan kendini sıyırarak kendi en yüksek potansiyeline ulaşabileceğini savunan Demartini, bu sayede kişinin istediği hayatı en yüksek noktada yaşayabileceğini ve bu sayede yaşadığı hayatın kendine ait dış etkenlerden ve kendi yarattığı ilüzyondan bağımsız sürdürülebilirliliğinin mümkün olabileceğini söylüyor.
Sürdürülebilirlik ve liderlik kapsamında doğru ve etkili mesajlar üretilmesinin, bunların geniş kitlelere yansıtılmasının yaşamsal önemde olduğunu düşünüyorum.